Günümüzde artık kalem ve kağıttan olabildiğince uzaklaşmış durumdayız. Bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle tamamen elektroniğe dönüşen “yazma” eylemi, yıllar önce çok daha farklı şekillerde gerçekleştiriliyordu… Günümüzde birçok insan, dolma kalem kullanmamıştır; daha da kötüsü, mürekkep bittiği zaman değiştirme zahmetini ya da değiştirme esnasında mürekkep damlatma derdini bilmez. Yine de birçoklarımız tükenmez kalemi yakından tanıyor. Halen günlük hayatlarımızın bir parçası olan tükenmez kalem, 75. yaşını çoktan aşmış durumda. İlk olarak 1888 yılında, John J. Loud isimli kişi tarafından üretilen tükenmez kalem ne yazık ki düşünüldüğü gibi çalışmamış, hesaplandığı gibi bir etki yaratmamıştı. Buradaki en büyük sorunsa, kalemin sadece deri üzerinde düzgün bir şekilde kullanılabiliyor olması, konu kağıt olduğu zamansa büyük zorluk çıkartıyor olmasıydı. Fakat 1938 yılında, Laszlo Biro ve kardeşi György, önceden üretilmiş tükenmez kalemin daha farklı bir modelinin telif hakkını satın aldı. Tıpkı ilk modeldekine benzer bir metodu kullanan ikili, kendi yaptıkları tasarımda çok daha ince bir mürekkep kullandılar ve bu sayede kalemin kağıt üzerindeki izleri çok daha belirgin hale geldi. İki kardeşin ürettiği tükenmez kalem modeliyse Amerika’da 1950 yılına kadar patlama yapamadı, ta ki sonradan Marcel Bich, Bic Cristal tasarımı ile ortaya çıkıp, bugün hala kullandığımız modeli üretinceye kadar…