Okurların en fazla ilgi gösterdiği ekonomi haberleri arasınolan şirket satın alma ve devir haberleri en üst sıralarda yer alır. Özellikle dev şirketler arasında yapılan şirket evlilikleri… Peki milyarlarca dolarlık gelirleri, ihracat rakamları, binlerce çalışanları olan bu şirketler devredilirken hukuki ve muhasebe süreçlerini kimler takip ediyor? Bu süreçlerde bazen rastladığımız anlaşmazlıklar nasıl çözümleniyor?
Uluslararası arenada şirket birleşmeleri konusunda birçok projeye imza atan Erdem & Erdem Ortak Avukatlık Bürosu Kurucu Ortakları Av. Prof. Dr. H. Ercüment Erdem ve Av. Piraye Erdem, milyarlarca dolarlık imzaların arka planında, mutfağında yaşanan süreçleri anlattı. İşte Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Ticaret Hukuku ve Uygulamaları Komisyonunun 2016’dan bu yana eş başkanı da olan Prof. Dr. H. Ercüment Erdem ve Erdem & Erdem’in diğer Kurucu Ortağı Av. Piraye Erdem ile yapmış olduğumuz söyleşi…
* İki şirket arasındaki satın alma, birleşme veya devralma süreçleri hangi aşamalardan oluşuyor?
Herhangi bir şirketin devri, satın alınabilmesi veya başka bir şirketle birleşebilmesi için dünya standartlarında bir hukuki inceleme yapılması gerekiyor. Böylece hedef şirketin deyim yerindeyse bir “röntgeni” çekiliyor. Devir, satın alma veya birleşmeye ilişkin sözleşmeler de bu hukuki incelemede elde edilen bulgulara göre şekilleniyor. Bu sözleşmelere aykırılıklar nedeniyle taraflar arasında çeşitli sorunlar doğabilir. Bu sorunlar genellikle beyan ve tekeffüllere aykırılıklardan, satış bedelinin saptanması veya güncellenmesinden veya sözleşmelerin imza tarihiyle işlemin kapanış tarihi arasında oluşan ve işlem değerini etkileyen değişikliklerden kaynaklanır.
Birleşme ve devralmalarda avukatlık bürosu; sözleşme hazırlamasının yanı sıra sürecin hukuka uygun şekilde gerçekleşmesini sağlar, mali danışmanlıkların en uygun şekilde yapılması ve tüm ticari işlemlerin bir vergi optimizasyonu şeklinde gerçekleşmesi konuları yine avukatlık bürosu gözetiminde gerçekleşir. Aynı şekilde şirketler için hayati olan proje finansman bacağını da denetleyen bir hukuk danışmanlığı söz konusu olur.
“Son 5 yılda Türk yatırımcının dış alımları arttı”
* Peki, Türk şirketlerin satın alma ve devralmalarda son yıllardaki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk sermayesi hangi sektörlerde daha aktif?
Türk yatırımcının kendine güveni geldi. Küresel bir oyuncu olmak isteyen Türk şirketlerinin sayısı artıyor. Türk girişimciler artık global fırsatları daha rahat görebiliyor ve dünya çapında en aktif oldukları sektörler limancılık, inşaat ve enerji olarak sıralanıyor. Bu güvenin en baştaki nedeni; ikinci ve üçüncü kuşak yatırımcıların dil ve iletişim alanlarında eğitimleri ile birlikte daha ileri bir seviyeye gelmiş olmaları, bir diğer önemli etken de artık Türk şirketlerinin Türkiye’de doyuma ulaşmaları ve hedef büyütmeleri.
“Parası olan herkes her istediği yatırımı yapamaz”
Bugün dünyada paranız var olsa da yurtdışında istediğiniz malı almak mümkün değil, geldiğiniz coğrafya ve milliyetiniz dahi kriter olabiliyor. Son 10 yıldır Türkler yatırım yapmaya ve mal almaya başladı. Türkiye’de de son dönemde yabancı yatırımlar azalsa da Türkiye’nin demografik üstünlüğüne dayanan yani tüketim unsurlarının ön planda olduğu konularda yabancı yatırımlar devam ediyor.
– Dünya ticaretinde çok önemli bir rolü bulunan Uluslararası Ticaret Odası’nın Eşbaşkanlığı görevini de yürütüyorsunuz. Bu görevinizden biraz bahseder misiniz?
Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Ticaret Hukuku ve Uygulamaları Komisyonu’nun 2016’dan bu yana eş başkanlığını yürütüyorum. ICC’nin amacını dünyadaki ticaret akışını etkileyen ve engelleyen tüm hukuki düzenlemeleri yeknesak hale getirmek ve dünyadaki ticaret akışını kolaylaştırmak olarak tanımlayabiliriz. Soft-Law (yumuşak hukuk) diye tabir edilen ve uluslararası ticarette sıklıkla kullandığımız CIF, FOB gibi ticari terimleri içeren Incoterms, akreditifleri düzenleyen UCP 600 veya bağımsız garantileri düzenleyen URDG gibi kuralların tamamı ICC tarafından hazırlanmıştır. Bugün, farklı hukuklara ve farklı kültürlere ait tacirlerin aynı ticari dili konuşmasını ve birbiriyle iş yapmasını sağlayan bu kurallar olmasa, ne uluslararası mal satımlarını gerçekleştirebilir ne de uluslararası işlemlere ilişkin ödemeleri rahatlıkla yapabiliriz.
Diğer taraftan, ICC’nin Ticaret Hukuku ve Uygulamaları Komisyonu özellikle KOBI’lerin kullanması için çeşitli konularda tip sözleşmeler de hazırlayarak uzman hukukçu ile çalışmak için bütçesi olmayan ve başka ülkelerle ticaret yapmak isteyen küçük işletmelere kolaylık sağlamaktadır.
“966 davanın Türk şirketlerinin taraf olduğu 76 dava var”
* ICC ile Türk şirketleri arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?
ICC ticari uyuşmazlıkların tarafsız, hızlı ve adil bir şekilde çözülmesi amacıyla ICC Tahkim Kurallarını geliştirmiştir. Bugüne kadar bu kurallara bağlı olarak yaklaşık 22.000 uyuşmazlık çözüme kavuşturulmuştur. 2016 yılında ICC’de yürütülen 966 tahkim davası arasında Türklerin taraf olduğu 76 adet dava bulunmaktadır. Son yıllarda Türklerin taraf olduğu dava sayısının artmasının nedeni Türklerin uluslararası iş dünyasında daha çok yer alması dolayısıyla taraf oldukları uyuşmazlıkların da artmasıdır.
Şirketler, uyuşmazlıkların tahkim yoluyla tarafsız ve belirlenen konunun uzmanı hakemlerce çözülmesini tercih etmektedirler. Şirketlerin bunu tercih etmesinin nedeni ticari itibarları açısından daha anlaşılır ve objektif bir platformda davanın çok da yayılmadan çözülebilmesidir.
“Dünyada çok para var, önemli olan nasıl ulaşılacağı”
– Türk hukuk sistemi ile Avrupa başta olmak üzere başka ülkelerin hukuk sistemleri arasında işinizi yapıyorsunuz? Bunun zorluklarını yaşıyor musunuz?
Dünya çapında yapılması mümkün pek çok iş var, bunlar çok farklı hukuk ve iş yapma kültürlerinin birleştirilmesi gereken işler. Bu işleri yapmak ve paraya ulaşmakta bazı kriterler var, her şeyi kuralına göre yaparsanız kazanırsınız. Öncelikle nasıl bir hukuk sistemine sahip olduğunuz ve yatırımcınızı ne kadar koruduğunuz önemlidir. Diğer önemli konu insan haklarını ne kadar benimsediğiniz, ne kadar güvenli bir ülke olduğunuzdur. Bizim ülke olarak bu evrensel normlar içerisinde hareket etmemiz durumunda önümüzde bir engel yok. Türk hukuk sistemi Avrupa Birliği hukuk sistemine uyumludur. Avrupa Müktesabatı (Acquis communautaire) çerçevesinde pek çok önemli yasal düzenleme Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirildi. Önemli olan bu kanunların nasıl uygulandığıdır.. Türkiye bir hukuk devleti olarak evrensel değerlere ve aynı zamanda hukukun üstünlüğüne uygun davrandığında dünya çapında çok önde bir ülke olur.
“Bir ulus, hukuk sistemi ile dünyaya hükmedebilir”
Bunun en iyi örneği İngiltere’dir. Bugün uluslararası birleşme ve devralma sözleşmeleri, kredi sözleşmeleri, proje finansmanı sözleşmeleri ve uluslararası halka arz sözleşmeler genellikle İngiliz hukukuna tabidir. Bu da İngiliz hukuk sisteminin sürekli para kazanması demektir.İngiliz hukuku Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Malezya ve Hong Kong gibi ülkelerde de uygulanmaktadır. Sermaye ile hukuk birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Sermaye gittiği yere hukukunu da götürür. Zamanında Fransa İmparatoru Napolyon, Code Napoleon sayesinde Fransız hukukunu ihraç etmişti, bugün de İngiltere özellikle uluslararası ticari işlemler açından kendi hukukunu ihraç ediyor.
* Geçtiğimiz yıl İngiltere’den uluslararası hukuk ödülüne de layık görüldünüz. Bu Türk hukuku adına önemli bir gelişme, biraz bahseder misiniz?
Yapılan projelere verdiğimiz hukuki danışmanlıklara ilişkin başka kurumlardan da ödül aldık. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere dünya çapında hukuk bürolarının yeterliliklerini inceleyen ve kapsamlı sektörel araştırmalarına finans ve hukuk alanında çalışan binlerce profesyonel yöneticiyle yapılan görüşmeleri de ekleyerek alanında uzman hukukçuları seçen World Finance’in, 2016 yılında “Altyapı Projelerinde En iyi Hukuk Danışmanı” ödülünü aldık. Bu ödülü almamızda danışman olduğumuz üç proje kriter oldu:
1-Türkiye’de sağlık sektöründeki ilk kamu – özel ortaklığı (PPP) projesi olan Kayseri entegre sağlık kampüsü projesinin tasarım inşaat ve işletmesi için sağlanan 330 milyon € değerindeki proje finansmanındaki hukuk danışmanlığımız.
2- Dalaman havalimanı yeni iç hatlar terminalinin inşası ve işletmesi için EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ve Unicredit Avusturya tarafından sağlanan 175 milyon dolarlık finansman temini için verdiğimiz danışmanlık hizmeti.
3- Kazakistan’da bir madenin EBRD ve Unicredit tarafından 260 milyon $ değerindeki proje finansmanına ilişkin olarak grup şirketine verdiğimiz danışmanlık hizmeti. Bu projede Rusya, Kazakistan ve Türkiye’yi ilgilendirdiği için üç farklı hukuk uygulandı, pek çok hukuk bürosuyla ortak çalışıldı ve bu farklı hukuklar ve kültürler arasında iyi bir uyum sağlanarak büyük bir altyapı projesinin finansmanı sağlanmıştır.
TİKA’dan Türk-Macar ortak sanatına destek
Macarlar'da aslında Türklere çok benziyor. Ne de olsa bir zamanlar dünyanın en büyük devletiydik. - Olcay Orçun
Süleyman Demirel’in ablası hayatını kaybetti!
Allah rahmet eylesin. Her canlı bir gün ölümü tadacak... - Selçuk Uygur
AK Parti’nin referandum şarkısı: TABİİ Kİ EVET
Evet çıktı bakalım neler gelecek başımıza. Millet bilmeden evet'e bastı oyları. İnş hepimiz için hayırlısı olur. - Hüseyin Koçar
İlker Başbuğ oyunu kullandı
Haber değeri çok önemli. Oy kullanmasaydı ne olurdu acaba... - İlker Koçak
Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi başladı
Bu zirvelerde neler oluyor acaba. Bir sonuç çıkıyor mu? - Rahşan Koç