Beşiktaş Sompo Japan: Kusursuz başlangıç, büyük heyecan, hayal kırıklığı…

Oyun kurucu rotasyonuna yapılacak bir hamlenin FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin ilk şampiyonu unvanını getirebileceği Beşiktaş Sompo Japan, ivmelenerek devam eden sezonun tatlı meltemlerine aldandı ve bu organizasyona Koç Sarıca’nın eski göz ağrısı Pınar Karşıyaka karşısında veda etti. Oyun kurucu veya pivot rotasyonuna gerçekleştirilebilecek bir hamlenin varlığı hala konuşulsa da açıkçası birazcık iş işten geçmiş gibi görünüyor. Zira Türkiye Kupası ve Avrupa defterinin kapatılması siyah beyazlı camia için halihazırda fazlasıyla zor olan Basketbol Süper Ligi hedeflerini de psikolojik bir açmaza götürmüş durumda. Peki, üçüncü çeyrek başında 18 sayı önde olduğu maçı Beşiktaş Sompo Japan neden kaybetti? Bu büyük avantaj yakalanırken de oyun kurucu rotasyonu yetersiz, Vladimir Stimac beş numarada tüm yükü tek başına omuzlamıyor muydu? Cevap, tabii ki evet ve sorumun yanıtı ise bir sonraki paragrafta saklı, devam edelim.

HARİKA BİR SERİ GEÇİRDİ AMA…
Pınar Karşıyaka’nın henüz sezon başında istifası istenen koçu Nenad Markovic, Beşiktaşlı meslektaşına nazaran, oyun kurgusu bağlamında, harika bir seri geçirdi. Siyah beyazlılarının hücum ve savunmadaki temel iki planını durduran ve özellikle son çeyrekte rakibinin alçak post denemeleri dışında herhangi bir çeşitlilik yaratmasına izin vermeyen Koç Markovic, maçın devre arasında oyuncularına söylediği gibi sürekli plana bağlı kalmayı başardı ve bu da Beşiktaş’ı plan dışı bir şeyler üretmeye mecbur bıraktı. Beşiktaş belki plan dışı bir şeyler üretmeyi başarabilse serinin gidişatına ikinci maçın son çeyreğinde ortak olabilirdi fakat hücumda Michael Roll ve Vladimir Stimac eksenli ikili oyun aksiyonundan başka, rakibi problemlere sürükleyebilecek ikinci bir planı olmayan bir takımın söz konusu son on dakikada ayakta kalamaması oldukça doğal. Beşiktaş Sompo Japan, oyun kurucu pozisyonundaki Michael Thompson’ın bu düzeyin oyuncusu olmamasından kaynaklanan organizasyon eksikliğini sezonun tamamında tek plan üzerinden kapatmaya çalıştı ve basketbol düzeyi yukarı çıktıkça bu sistemi sürdürülebilir kılmakta başarılı olamadı. Ekseriyeti ile hücumda her ne kadar iyi devrilip, harika pozisyon alsa da Vladimir Stimac’ın Pınar Karşıyaka ikili oyunlarında ciddi problemler yaşadığının altını çizmekte de yarar olduğunu düşünüyorum. Sezon içerisinde yapılmayan hamleler ve Koç Sarıca’nın bilinen formundan uzak performansı siyah beyazlıların Avrupa defterini kapatmasına sebep oldu. Peki, bundan sonrası?
Yazıya Pınar Karşıyaka cephesinden devam edip, Beşiktaş Sompo Japan’ın Basketbol Süper Ligi’ndeki mücadelesi ve FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Türk takımlarının hikayesi üzerinden devam etmek niyetindeyim ancak öncesinde altını çizilmesi gereken bir diğer husus da halihazırda rakibine oranla oyuncu/pozisyon rotasyonu daha dar olan İzmir temsilcisinin hayati rollerdeki tüm oyuncularının basit düdükler neticesinde girdikleri faul problemine karşın oyuna hem psikolojik hem de basketbolun teknik sınırları içerisinde tutunabilmesidir. Psikolojik boyut, oyuncuların adanmışlığı ile ilgili iken teknik sınırların içerisinde kalınması ve bu duruma antitez üretilmesinin önüne geçilmesi de tam anlamıyla bir koç başarısıdır. Koç Nenad Markovic, söz konusu zorlu Akatlar atmosferinde kendisine nazaran daha geniş bir rotasyona sahip olan rakibi karşısında oyuncularını parkede korumayı başardı, turun geçilmesindeki büyük pay hiç kuşku yok ki tecrübeli antrenöre ait.

EŞLEŞMEDE BİR DERBİ OLURSA…
İki sezon öncesinin lig şampiyonu Pınar Karşıyaka’yı Beşiktaş Sompo Japan önünde bir adım ileri taşıyan, sezondaki ivmesini artırmasını da sağlayan Best Balıkesir’den kadroya katılan Michael Green… Birleşik Amerikalı oyun kurucu, siyah beyazlıların yapmak isteyip de yapamadığı hamlenin yeşil kırmızılı ekip özelinde epik ve trajik bir yansıması oldu.
Tabii bu yansımanın lig yarışına yansıyacak bir diğer yanı da Galatasaray Odeabank’ın geçen sezonki göz bebeği Errick McCollum olacak. Mevcut durumda Beşiktaş Sompo Japan’ın olası bir playoff eşleşmesinde McCollum ile güçlenen Galatasaray Odeabank karşısında önemli bir tur şansı olmadığını, en azından favori konumda bulunamayacağını düşünüyorum. Sezon başında yapılması gereken ancak gidişata güvenilerek sürekli ötelenen malum transfer hamlesi, siyah beyazlılarının iki kulvarda da havlu atmasına önemli ölçüde etki etti, bir diğerine de etki edecek gibi görünüyor.

FİNAL FOUR ŞANSLARI YÜKSEK
FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde iki Türk takımı çeyrek finalde ve ikisinin de ciddi derecede Final Four oynama şansı bulunuyor. Pınar Karşıyaka’ya nazaran Banvit’in organizasyonda bir tık daha avantajlı olduğunu düşündüğümü belirtmeliyim. Elbette, Türkiye’de düzenlenecek olası bir Final Four; iki yıldır Fenerbahçe’nin yakaladığı Turkish Airlines EuroLeague Final Four başarısı, Galatasaray Odeabank’ın geçen sezon elde ettiği muhteşem Eurocup şampiyonluğu ile birleşince Türk sporu adına hiç de aşina olmadığımız bir istikrar başarısının somut kanıtı olacaktır. Üstelik bu istikrar hikayesinin farklı branşlarda tezahür etmesi de uzun uzun anlatılacak başka bir yazının konusu olabilir.
Epik tiyatronun kurucusu Bertolt Brecht’in bir sözüyle yazımı noktalıyorum: ‘’Bugün, yarına dünle beslenerek yol alır.’’